Türkiye İş Bankası – Serkan Uğraş Kaygalak Röportajı

Türkiye İş Bankası Kartlı Ödeme Sistemleri Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak ile dijital dönüşüm ve bankacılık dünyasını ele aldık.
Dijitalleşmenin En Hızlı Yansımalarını Ödeme Sistemleri Alanında Görüyoruz
Türkiye’nin en köklü bankalarından Türkiye İş Bankası’nın dijitalleşme serüveni hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?
93 yıldır olağan bankacılık faaliyetlerimizin yanı sıra ülke ve toplum menfaatleri yararına sürdürdüğümüz yolculuğumuzda, ülkemizin yaşadığı tüm büyük dönüşümlerde olduğu gibi dijitalleşmeye de öncülük ediyoruz. 1982’de Türkiye’ye ilk bankamatik cihazını getirirken 1990’ların başında “803 kapılı tek şube” sloganıyla gerçek zamanlı elektronik bankacılık işlemlerine geçişi tamamlayıp, tüm şubelerimizi birbirine bağlayarak aslında tek şube haline getirdik. Yine 1997’de Türkiye’de ilk internet bankacılığını, 2007 yılında da ilk mobil bankacılık uygulamasını kullanıma sunarken teknolojinin gittiği yönü öngörebilmiş ve zamanında aldığımız pozisyonlar ile izleyen değil, teknolojiye öncülük yapmış bir bankayız. 2017 yılında müşterilerimizle tanıştırdığımız Maximum Mobil de ekosistem odaklı ilk uygulama olarak bu rolün devamlılığının en son ürünü oldu.
Banka olarak teknolojik gelişmeyi, dijitalleşmeyi iyi kavradığımızı ve kavradığımız şeyi hayata geçirme konusunda doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Bankamızda gerçekleştirilen işlemlerin yüzde 86’sı dijital kanallarımız aracılığıyla yapılıyor. Bugün 5 milyonun üzerinde İşCep ve 1,5 milyonun üzerinde Maximum Mobil kullanıcımız ile birlikte geleceğin bankacılığı için ülke ve müşteri menfaati odaklı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Ayrıca bugün İş Bankası’nı önümüzdeki onlarca yıla taşıyacak en büyük teknolojik altyapı dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, Tuzla’da kurmuş olduğumuz, 2 binin üzerinde çalışanımızın tüm bankaya hizmet verdiği teknoloji ve operasyon merkezi (TUTOM) ve bankayı gelecek yıllarda veri depolama ve işleme konusunda olumlu yönde ayrıştıracak veri merkezi (ATLAS) yatırımımızı da tamamlamış durumdayız.
Dijital dönüşüm alanında attığımız her adım ve hayata geçirdiğimiz her proje, müşteri deneyimini ileriye taşımanın yanı sıra ürettiğimiz ve paydaşlarımıza sunduğumuz katma değeri de büyütecek.
Sizce dijital dönüşüm, bankacılık sektöründe yer alan firmalara nasıl katkıda bulunuyor?
Artık dünyada gelinen noktada, hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin, teknolojiyi ıskalayan ve dijitalleşmedeki baş döndüren hıza kendisini adapte edemeyen şirketlerin, kurumların ayakta kalması çok zor. Aslında ülkemizde dijitalleşme serüvenini başlatan kurumların bankalar olduğunu söylemek mümkün. Bankalar olarak; ATM, internet ve mobil şube gibi teknolojilere yaptığımız yatırımlarla müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak teknolojileri onlarla buluşturmak anlamında öncü bir rol oynadığımızı düşünüyorum. Bu sayede hem müşteri tabanının arttığını hem de hizmet kalitesinin yükseldiğini söylemek çok doğru olur. Diğer yandan bu hızlı gelişim, beklentileri de artırmış durumda.
Bunun yanında sadece yeni ürünler, kanallar anlamında değil, kendi içimizdeki iş yapış süreçlerini yalın ve hızlı hale getirmek için de teknolojiyi kullanarak verimliliğimizi ve hizmet kalitemizi artırmaya devam ediyoruz. Yeni teknolojilere uygun olarak geliştireceğimiz, müşterilerimize değer katacak yeni ürün ve hizmetler farklılaşmayı sağlarken; iş yapış şekillerindeki dijitalleşme, verimlilik anlamında da bankacılık performanslarında önemli bir etken olacak.
Türkiye’de hızlı bir ivmeyle büyümesini sürdüren e-ticaret ile birlikte yeni yerel ödeme çözümlerine de ihtiyaç duyuluyor. İş Bankası bu anlamda ne gibi çalışmalar yapıyor?
Dijitalleşen dünyada ekonominin sürükleyici unsurlarından biri de hiç şüphesiz e-ticaret. Türkiye’de de e-ticaret hızlı bir büyüme trendi içerisinde ve yüksek bir potansiyel arz ediyor. Türkiye’de kredi kartı kullanım alışkanlığı ve akıllı telefon kullanım oranı Avrupa’ya kıyasla daha yüksek. Mobil teknolojilerin hayatımıza daha fazla girmesi, lojistik alanında yaşanan gelişmeler ve değişen müşteri davranışlarıyla birlikte önümüzdeki süreçte e-ticaret hacminin daha da hızlı bir şekilde artacağını öngörüyoruz.
Maximum markalı sadakat programımız kapsamındaki ödemeler ve yurt içi diğer bankalarca çıkartılan kartların klasik anlamda kabulü yanında, tekrar eden düzenli ödemeleri elektronik ortamda alabilmeleri için, “İş’te Tahsilat” adını verdiğimiz çözümümüz ile üye iş yerlerimize kullanımı kolay bir hizmet sunuyoruz. Bu ürünümüz ile site yönetimi, vakıf ve dernekler ile düzenli gazete ve dergi aboneliği sunan iş yerlerinin haftalık ya da aylık periyotlarda ödeme alma ihtiyaçlarına yönelik dijital bir çözüm getiriyoruz.
Özellikle mobil uygulamaların giderek artan bir şekilde hayatımızda yer almasıyla birlikte bir ihtiyaç haline gelen ve kart bilgilerinin her alışveriş için tekrar girilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıran kart saklama çözümümüz de bulunuyor. “Güvenli Alışveriş” adını verdiğimiz bu altyapımız ile üye iş yerlerimiz, kart bilgilerinin saklanmasına yönelik, risk almaksızın kullanıcılarına kolay bir alışveriş deneyimi sunabiliyor.
Bu çözümlerimizin yanında, e-ticaret alışverişlerinde kullanıcıların kredi kartını kullanamadıkları anlarda anında kredi ihtiyacını karşılayacak “Anında Alışveriş Kredisi”ni hizmete sunduk. Anında Alışveriş Kredisi’nin arka planında uygulama programlama arayüz (API) teknolojisi kullanılıyor. Hepsiburada ve Genpa ile sağladığımız API entegrasyonu sayesinde Türkiye’de bir ilk olarak hayata geçirdiğimiz Anında Alışveriş Kredisi ile e-ticarette anında kredi ihtiyacını çözüyoruz. Bu teknoloji sayesinde müşterilerimiz, farklı bir siteye yönlendirilmeksizin, aynı e-ticaret platformu içerisinde hem alışverişlerini tamamlama hem de İş Bankası’ndan Anında Alışveriş Kredisi kullanarak kolayca ödeme yapma imkanı buluyor.
İş Bankası olarak elektronik ticarete bakışımızda sınır ötesi ödemelere özel bir önem atfediyoruz. Türk işletmelerini, küresel sisteme entegre edebilmek için sunduğumuz ödeme çözümleriyle destekleme yönünde özel bir gayret sarf ediyoruz. İş Bankası sanal POS’ları işletmelere 15 farklı para birimiyle tahsilat imkanı sağlıyor. Ayrıca firmalara ödemelerini Visa, Mastercard, American Express, UnionPay ve JCB gibi dünyanın en büyük kartlı işlem kuruluşlarının yanı sıra 31 farklı ülkede kullanılan 13 farklı alternatif yöntemle ödeme yapma imkanı sunuyoruz. Bu kapsamda, İş Bankası sanal POS üye iş yerleri, tek bir entegrasyon ile dünyada geçerli hemen hemen tüm uluslararası kartları ve özellikle Avrupa’da, Rusya’da ve Çin’de çok yaygın olarak kullanılan alternatif ödeme yöntemlerini de kabul eder hale geliyor.
Biraz rakamlardan bahsedebilir miyiz? 2017 yılında İş Bankası’na dair dikkat çekici rakamlar neler?
BKM rakamlarına göre 2017 yılını elektronik ticaretin kart kabulü alanında yüzde 26,4’lük pazar payıyla birinci olarak tamamladık. Bizim için asıl önemli nokta, ödeme çözümlerimizin ülkemizdeki işletmelerin satışlarına ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkı. Bu vizyonla özellikle uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren işletmelerimiz için sanal POS hizmetimize yeni özellikler ve yeni ödeme yöntemleri eklemeye devam ediyoruz.
Türkiye’nin e-ihracat potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dijitalleşme tüm tarafların hayatını derinden etkileyen önemli değişiklikleri bünyesinde barındıran bir süreç. Dijitalleşme ile birlikte değişen tüketici davranışlarına paralel olarak kurumlardan beklentiler de değişiyor. Dijitalleşmenin en hızlı yansımalarını ödeme sistemleri alanında görüyoruz. Yüz yüze yapılan geleneksel ticaret artık birçok noktada yerini elektronik ticarete bırakmış durumda. Dijitalleşen dünyada ekonominin sürükleyici unsurlarından biri de hiç şüphesiz e-ticaret.
Geçen yıl yayımlanan TÜSİAD E-ticaret Raporu’na göre Türkiye’de perakendenin elektronik ticaretteki payının yüzde 3,5 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Türkiye’de e-ticaret hızlı bir büyüme trendi içinde. Avrupa ve dünyanın gelişmiş pazarlarındaki e-ticaret oranlarına baktığımızda da önümüzde halen gidilebilecek büyük bir potansiyel olduğu görülüyor.
Artan e-ticaret hacmi ile birlikte firmaların satışlarını geleneksel mecralardan dijital platformlara taşıyarak yurt dışında yeni pazarlara ulaşma imkanı yakalayabileceklerine de inanıyoruz.
Peki e-ihracat özelinde sunduğunuz ürün ve hizmetlerle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Son dönemde yapılan düzenlemeler ile kargo operatörleri tarafından 150 kg ve 7.500 € limite kadar yurt dışına yapılan mal gönderimleri, ulaşım operatörlerince düzenlenen Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı (ETGB) sayesinde gerçekleştirilebilecek şekilde kolaylaştırıldı. DHL ve İdeaSoft ile başlattığımız ve sektörde bir ilk olan iş birliği sayesinde yurt dışına e-ihracat kapsamında mal göndermek isteyen üye iş yerlerimize lojistik, yazılım altyapısı ve ödeme sistemleri alanındaki ihtiyaçlarını karşılayacak toplu bir hizmet sunuyoruz.
Bu sayede halihazırda ihracat yapan ve ürünlerini yurt dışına satmak isteyen işletmelere internette e-ticaret altyapısını oluşturma, uluslararası ödeme çözümlerini entegre etme ve sipariş sonrası lojistik faaliyetleri için tam kapsamlı, basit ve uygun bir çözüm getiriyoruz. Bu hizmet sayesinde firmalar, satışlarını geleneksel mecralardan dijital platformlara taşıyarak yurt dışında yeni pazarlara ulaşma imkanı yakalıyorlar. Sunduğumuz e-ihracat paketinin, yerli üretimin yurt dışına erişimini kolaylaştıracağına ve ülkemizin ihracat hacimlerine olumlu katkı sağlayacağına inanıyoruz.
İş bankası’nın e-ihracat konusunda destek olduğu firmalarla ilgili başarı hikayelerinden bahsedebilir misiniz?
Havayolları ve turizm gibi hizmet sektöründe faaliyet gösteren birçok üye iş yeri müşterimiz, yurt dışından yapacakları tahsilatlar için sanal POS’umuzu yıllardır kullanıyorlar. Ürün ve mal gönderimi alanında ise alternatif ödeme yöntemlerini devreye aldıktan sonra birçok ihracatçı firmanın başta Avrupa bölgesinde olmak üzere tahsilat sorunlarını çözerek, satış rakamlarının artmasına katkı sağlamış olduk. Bu alanda destek verdiğimiz firmalar arasında giyim-ayakkabı, aksesuar, elektronik eşya sektöründe faaliyet yürüten firmalar öne çıkıyor. Bunların önemli kısmı küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşuyor.
Genel olarak bankacılığın geleceği hakkında ne gibi gelişmeler yaşanacağını öngörüyorsunuz?
Bugün bankacılık; internet veya cep telefonumuza girmek, kendimizi tanımlamak, sonra bir işlem seçmek ve işlemin sonuçlarını görmek şeklinde yapılıyor. Bundan sonra ise bankacılık yapma şekli konuşmaya, diyaloğa dayalı olarak değişecek. Bu açıdan yapay zeka, müşterileri ve ihtiyaçlarını derinlemesine anlama ve müşterilere değer yaratacak şekilde kullanılmaya başlandıkça anlamlı, heyecanlı hale gelecek. Ayrıca ödemelerde biyometrik çözümlerin ve IoT bağlantılı ürünlerin de deneysel aşamadan yaygınlaşmaya doğru evrileceğini öngörüyoruz.
Son olarak, Türkiye İş Bankası 2018 yılına nasıl hazırlandı? Yeni döneme dair plan ve hedefleriniz neler?
E-ticaret: 2018 yılını daha çok sanal POS API’mizi güçlendirerek farklı ödeme çözümleri ve farklı ödeme yöntemlerini entegre edeceğimiz bir inovasyon yılı olarak planladık. Bunun dışında müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak, altyapı ve önyüz değişiklikleri ile e-ticaret alanındaki öncü ve lider konumumuzu sağlamlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca farklı sektörlerden paydaşlarla iş birliği yaparak, e-ticaret alanındaki üye iş yerlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler sunmak da 2018 planlarımız arasında yer alıyor.
Mobil bankacılık: Bugün bankacılığın ana temas noktası olan mobildeki uygulamalarımız İşCep ve Maximum Mobil’i ideal deneyim tasarımı üzerinden müşteri ihtiyaçlarına cevap bulacak şekilde sürekli geliştirme çalışmalarımız devam edecek. Bu doğrultuda hemen hemen her ay devreye aldığımız yeni fonksiyonlara yönelik yatırımlarımızı sürdüreceğiz.
Yapay zeka teknolojileri: Müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamak, ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri, ihtiyaç duydukları anda ideal bir deneyim yaşatarak sunabilmek amacıyla yürüttüğümüz çalışmaları yapay zeka ile destekleyerek daha da ileri bir boyuta taşıyacağız.
Yeni dijital ürün ve hizmetler: Gerek teknolojinin getirdiği olanaklardan faydalanarak gerekse ekosistem yaklaşımı çerçevesinde iş ortaklarımızla birlikte geliştireceğimiz yeni dijital ürün ve hizmetlerle müşterilerimizin günlük hayatlarına dokunmak ve hayatlarını kolaylaştırmak 2018’de de pazarlama stratejimizin bir başka önemli unsuru olacak. Bu kapsamda, şubelerimizde sunduğumuz deneyimlerin zenginleşmesini sağlayacak teknolojik yatırımlar da gündemimizin önemli bir bölümünü oluşturacak.
Ayrıca platform ekonomisi içerisinde iş birliğine gideceğimiz iş ortaklarımız ile birlikte geliştireceğimiz deneyimler ve teknolojinin getirdiği imkanlar sayesinde müşteri tabanımızı daha da genişletmek ve mevcut müşterilerimizle ilişkilerimizi derinleştirmek önemli bir hedef olarak stratejilerimizi şekillendirecek. Dijitalleşmenin bankacılık sektörüne yansımalarından birisi de blockchain teknolojisi. Bankacılık sektörüne yansımalarını görmeye başladığımız blockchain teknolojisi de 2018’de gündemimizdeki konulardan birisi olacak.
Girişimcilik ekosistemi: Bankamızın kuruluş misyonu, müteşebbis ve iş yapmak isteyen, ana sermayesi az olan Türk insanını desteklemekti. Bugün de tarihimizden gelen misyonumuzu devam ettirerek startup’ların yanında oluyor ve onları destekliyoruz. Bankamız desteğiyle Kolektif House bünyesinde başlatılan Workup programı, girişimcilik ekosistemine en önemli destek mekanizmamız. Ayrıca teknoloji iştirakimiz SoftTech’e bağlı olarak Silikon Vadisi’nde kurduğumuz MaxiTech şirketimiz aracılığı ile dünyanın en önemli girişimcilik ekosistemindeki yeni oluşum ve teknolojileri takip ederek iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz.
Girişimcilik ekosisteminin tüm paydaşlarının bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu ekosistemin bir parçası olarak, diğer paydaşlar ile birlikte hareket edip katma değerli iş modellerinin hayata geçirilmesi yoluyla bu ekosistemi büyütme hedefimiz 2018 yılında da tüm hızıyla devam edecek.
Diğer e-ticaret röportajlarını okumak için tıklayın.
E-ticaret Çağı Mart sayısını ücretsiz okumak için tıklayın.