Hep Destek, Tam Destek

Futbol kulüpleri günümüzün endüstriyel şartlarından önce marka konusunu çok fazla önemsemezlerdi.
Son iki köşe yazımızda başarılı e-ticaret şirketlerinin kullandıkları yöntemlerle Fenerbahçe üzerinden Türkiye’deki ve dünyadaki futbol/spor kulüplerini incelemeye başlamıştık. Bu incelemeyi yaparken bugüne kadar eski metotlarla yönetilen bu kulüplerin (birçoğu hala dernek statüsünde faaliyet gösteriyor) günümüz dünyasında neden farklı yönetim modellerine ihtiyaç duyduklarını anlamaya çalışmıştık.
Bu arayış açısından aşağıdaki konuların önemli olduğunu düşünüp her birini derinlemesine incelemeye başlamıştık:
- Finans yönetimi
- Marka yönetimi
- Birçok konuda data bazlı analizler
- Sosyal medya kullanımı ve medya ilişki yönetimi
- Maç günü dışındaki gelirleri artırmak amacıyla iş geliştirme faaliyetleri
- Taraftar ilişki yönetimi
Bir önceki yazımızda finans yönetiminin önemine değinmiş, futbol kulüplerinin temsil ettikleri ekonomik büyüklük sebebiyle artık şirket gibi yönetilmesi gerektiğini vurgulamıştık. Bugün de marka yönetimine bakmaya çalışalım.
2. Marka yönetimi
Futbol kulüpleri günümüzün endüstriyel şartlarından önce marka konusunu çok fazla önemsemezlerdi. Yeni taraftar kazanmak veya mevcut taraftarlarını elde tutmak için bir çaba içinde olmazlardı.
Çünkü yeni taraftarlık aileden gelen bir şeydi ve miras yoluyla çocuklara geçerdi. Sonrasında da taraftarlık kulübün duruşundan veya başarısından bağımsız bir şekilde ömür boyu sürerdi. Ancak artık durum biraz daha farklı…
Günümüzde bir kulübün taraftarı olmak için sadece aile mirası yeterli olmuyor. Çocuklar taraftarı olmak istedikleri takımı seçerken onun başarılarına, marka kimliğine ve toplum içinde temsil ettiği değerlere dikkat ediyorlar. Bunu bilinçli ve analitik bir şekilde yapmıyorlar ama bir şekilde seçimlerinde etkili olduğunu görmek mümkün.
Diğer taraftan internet ve TV yayıncılığı sayesinde dünyanın büyük liglerindeki maçları her hafta izlemek ve bu liglerdeki takımlar, antrenörler ve futbolcular ile ilgili her türlü bilgiye ulaşabilmek çok kolaylaştı. FIFA, PES ve Football Manager gibi bilgisayar oyunları da bu süreci destekliyor.
Bu sebeple günümüzde Fenerbahçeli olmanın alternatifi artık sadece Galatasaraylı veya Beşiktaşlı olmak değil. Ülkemizdeki çocuklarının birçoğu “Hangi takımı tutuyorsun?” diye sorulduğunda, rahatlıkla Barcelona, Real Madrid, Manchester City veya Juventus diye cevap verebiliyorlar.
“En çok sevdiğiniz futbolcu hangisi?” sorusunun cevapları da doğal olarak Messi, Ronaldo, Modric, Aguero olabiliyor. Bu durumda yeni taraftar kazanmak ve onları elde tutabilmek artık çok daha zor. Bu sebeple futbol kulüpleri için marka yönetimi artık olmazsa olmaz bir konudur.
Bir kulübün gelirlerinin önemli bir bölümünün taraftarların aldıkları kombineler, kulüp üyelikleri ve satın aldıkları merchandising ürünleri olduğunu biliyoruz. Taraftarların da ömür boyunca sadık ve aktif bir şekilde kulüpleri ile yakın ilişkide olabilmeleri için sportif başarının yanı sıra marka sadakati gerekiyor. Bir markaya sadık olunabilmesi için de kendinizi markanın kimliğine yakın hissetmeniz gerekiyor. Ancak o zaman aktif ve sadık bir taraftar kitlesi oluşuyor.
Örneğin Fenerbahçe’nin taraftarlarına “Kulübün marka kimliği nedir?”, “Hangi değerleri temsil ediyor?” diye sorsak aşağıdaki cevapları almamız çok mümkündür:
- Atatürk ilkelerine bağlı
- Halkın takımı
- Futbolun yanı sıra amatör sporlara önem veren
- Sivil toplum örgütü hassasiyeti olan
- Kendi içinde farklı grup çatışmaları olsa bile dışarıdan gelen saldırılara karşı birlik olan
Bunları çoğaltmak mümkün… Bu durumda kulübü yöneten yöneticilerin önce marka kimliğini doğru tespit etmeleri ve bunun üzerine marka sadakati yaratacak şekilde doğru iletişim ve aksiyonlarla başarılı bir marka yönetimi yapmaları çok önemli bir konudur.
Diğer e-ticaret köşe yazılarını okumak için tıklayın.
E-ticaret Çağı Ekim sayısını ücretsiz okumak için tıklayın.