Kurumsal Şirketlerde Agile/Scrum Uygulaması

Scrum, öngörülebilirliği en iyi seviyeye çıkarmak ve riski kontrol etmek için iterasyonlu ve artımlı bir yaklaşım kullanır
Harvard Business Review Türkiye dergisinin Mayıs 2018 sayısının kapağını ve ana konusu olan “Çevik Çalışmayı Ölçeklendirmek” yazısını görünce birkaç ay önce yazdığımız “Scrum – IT dışındaki projelerde kullanılabilir mi?” başlıklı yazı aklıma geldi.
Agile/Scrum, bildiğiniz üzere IT dünyasından çıkan bir proje yönetim ve çalışma metodolojisidir. Tekrar hatırlatmak gerekirse scrum, öngörülebilirliği en iyi seviyeye çıkarmak ve riski kontrol etmek için iterasyonlu ve artımlı (incremental) bir yaklaşım kullanır. Bunları yaparken 3 konuya odaklanır; şeffaflık, gözlem ve adaptasyon.
Bu açıdan bakınca bugünün karmaşık ve belirsiz iş dünyasında bu metodoloji hem IT dışı fonksiyonlarda hem de kurumsal şirketlerde rahatlıkla uygulanabilir. Peki bu noktada şu soruyu soralım; bu çalışma biçiminin kurumsal şirketlere ne faydası olacak?
Kurumsal şirketler yapıları gereği zor ve yavaş karar alırlar. Peki bunun sebebi nedir? Aynı devletler gibi kurumsal şirketlerde de gerçekten işi yapanlar kadar işleri denetleyen, sorgulayan, yöneten mekanizmalar, komiteler ve kişiler vardır. Dolayısıyla hiyerarşi vardır.
Hiyerarşi basamaklarının tepesine çıktıkça genelde kişilerin egoları yüksektir. Bu kişiler, sorumluluk alanlarında unvanlarından gelen gücü ellerinde tutmak ve karar süreçlerinde bu gücü kullanarak ilerlemek isterler. Bu yönetim tarzında uçtan uca süreçleri iyileştirmek, dolayısıyla müşteri gözünden bakmak pek düşünülmez. Genelde üstündeki yöneticinin dediklerini yapıp güvenli alanda kalmak tercih edilir.
Bütün bunların sonucunda şirketin kültürü oluşur. Bu kültür de hem yeni gelen çalışanları kendine benzetir hem de şirketin geleceğini belirler.
Yukarıda yazdıklarımın kulağa hoş gelmediğini ve genelleme yapmanın çok da doğru olmayacağının farkındayım. Ama ne yazık ki, çoğu şirkette farklı yoğunluklarda olmakla birlikte bunların sinyallerini görüyoruz. Peki agile/scrum gibi bir çalışma metodolojisi, hem de çoğunlukla IT fonksiyonlarında kullanılan bir yöntem, nasıl şirketin tamamını değiştirebilir?
Öncelikle bu yöntemin en önemli farkını anlamaya çalışalım. Bu yöntemde, fonksiyonlar yerine süreçler bazında tasarlanmış takımlar çalışmaktadır. Artık silolar ve fonksiyonlar yoktur. Müşteriden geriye doğru tasarlanmış ürün ve hizmetlerin süreçleri vardır. Dolayısıyla artık farklı fonksiyonel yetkinlikleri olan kişilerden oluşan ve bir süreçten/üründen sorumlu bir takım vardır.
Şirketin liderleri daha çok “neden” ve “ne” sorusunu sorarlar. “Neden” genellikle şirketin amacının netleşmesini sağlar. “Ne” sorusu ise iyileştirilecek veya geliştirilecek süreç ve hizmetleri tanımlar. “Ne zaman” ve “nasıl” sorusunun cevaplarını ise takımlar kendileri verirler. Dolayısıyla takımlar bir autonomy (özgürlük) içinde çalışırlar.
Farklı süreç ve ürünlere odaklı çalışan çok sayıda takımın, tabii ki alignment (uyum/iş birliği) içinde çalışması çok önemlidir. Yoksa kaotik bir ortam çıkar. Bunu sağlayan da şirketin değerleri ve prensipleridir. Böyle çalışan ekipler ve şirketlerin en büyük farkı, kişiler arasında ego ve hiyerarşi yoktur. Herkes, şeffaf ve eşit olarak sadece şirket amacı çerçevesinde bir süreci/ürünü ya geliştirmeyi ya da iyileştirmeyi hedefler.
Ölçüm kriterleri de bununla ilgilidir. Bunu şirket kültürü haline getirebilmiş şirketler, ister küçük ister kurumsal ve büyük olsun; başarılı ve çevik olacaklardır. Böyle şirketlerde artık müşteri ve çalışan memnuniyeti gibi bir problem de kalmayacaktır.
Diğer e-ticaret köşe yazılarını okumak için tıklayın.