Yatırımcılara Başarılı Bir E-ticaret Şirketini Kapatmak İçin Altın Yollar (!) – 2
Gereksin ya da gerekmesin tüm tedarikçi veya diğer paydaş firmalarla yapılan toplantılara katılın
Geçen ayki köşe yazımızda en son IT departmanının deneyim sahibi olmadığı alanlara yoğunlaştırılması noktasında kalmıştık. Oradan devam edelim…
Hani ilk 25 hedefi koymuştunuz ya, ayda 150 bin sipariş alacak şekilde tüm altyapıyı değiştirin. Gerçi şu anda bin sipariş alıyorsunuz ama hedefiniz 150 bin. Altyapıyı buna göre yapınca mevcut müşteriler daha çok sipariş verir. Halihazırda müşteriniz olmayan herkes artık alışverişlerini sizden yapar. Bunun için pazarlama, satın alma, müşteri ilişkileri gibi birimleri düşünmenize gerek yok. Zaten işi yapamayınca birim yöneticileri size gelirler.
Ortalama çağrı bekleme süresi 20 dakikaya çıktı ve 3 arayan müşteriden biri ancak yanıtlanabiliyor. Müşteri ilişkileri yöneticiniz size geldiğinde onunla pazarlık edin. Size analizlerle bu iş için 10 kişi gerekiyor dediğinde, “3 olmaz mı?” diye yanıt verip 5 kişide anlaşın. Yaparlar ne de olsa.
İşler yolunda gitmediğinde sık sık azarlama toplantıları yapın. Ne de olsa personeliniz bundan anlar. Demokratik hava iyi değildir. Kimse düşüncesini söylemesin. Çok biliyorlarsa o zaman neden işler iyi gitmiyor? Akıllarını başlarına alsınlar!
Şirketi yönetirken tüm birimlere odaklanmayın. Vaktinizin yüzde 80’ini bir birime, yüzde 10’unu diğer birime, kalan yüzde 10’u ise diğer 9 birime ayırın. Hangi birimin sonuçları alev alırsa orayı söndürmek için odaklanın. Genel verilere bakmayın, minörlerle uğraşın. Trafik az geliyorsa, genel müdür de olsanız tek tek Google arama kelimelerinin performansı ile uğraşın. Gereksin ya da gerekmesin tüm tedarikçi veya diğer paydaş firmalarla yapılan toplantılara katılın. Onlarla tanıştıktan sonra da ekibi artık toplantılara dahil etmenize gerek yok. Ben XYZ ile anlaştım şöyle şöyle yapacaksın diye talimatlar verin. Artık daha iyi çalışırlar, çünkü onların üzerinden büyük bir yükü aldınız. Bunun sonunda artık telefonunuz susmuyorsa çağırın ilgili personeli, “senin firman beni niye arıyor?” diye sorun.
“Zormuş bu e-ticaret işi” noktasına geldiğinizde kapatın odanızı, oflayıp puflayın. Sekreteriniz size telefon bağlamasın, kimseyi de içeri almasın. Yeter artık!
Artık danışman firmaları içeri almanın vakti geldi. Adını gazetelerden okuduğunuz birtakım büyük şirketlere kalan paranızı verin ki işleri toparlasınlar. İki ay sonra her şey harika olacak! Arada sunum falan almanıza gerek yok. İşi zaten biliyorlar, rahatsız etmeyin onları.
Nihayet o gün geldi. Sunum gününün ertesinde işler yoluna girecek! Amaaa… Son paranızı onlara vermiştiniz, nereden çıktı bu yatırımlar? “Kardeşim böyle olmaz!” deyip yeni bir plan isteyin. Yeni plan da altından kalkılacak gibi değil, tekrar iş başa düştü.
Şimdi küçülme zamanı. Gelirleri artırmak yerine giderleri düşürmeye odaklanın. Tüm genel müdür yardımcılarına söyleyin, ekibi yüzde 30 küçültsünler. Ama bunu da söylerken de bütçesel söylemeyin. Sonuçta personel sayısı yüzde 30, giderler yüzde 10 azaldı ama olsun. Bu da kardır.
Azalan ekipler artık işin altından kalkamıyor, siz patladınız, para da bitti. İş olmadı ama sizin yüzünüzden değil. Türkiye’de e-ticaret olmuyor!
LÜTFEN AMA LÜTFEN BU YAZIDA GEÇEN HİÇBİR ŞEYİ EVDE YA DA ŞİRKETTE DENEMEYİN! Kapanan her şirketin kapanma öyküsünü araştırın, aynı ya da benzer hataları siz de yapmayın. Bu yazı tamamen ironi dolu ve tabii ki kapanan her şirketin yaptıklarını içermiyor. Ama yine de siz siz olun bunları yapmayın.
E-ticaret hala büyüyor ve büyüyecek. Bunu da aynı hataları yapmayanlar yapacak. Gökkuşakları yağmurdan sonra görünür. Gelin hep beraber e-ticaret şirket sayısını 10 binlere taşıyalım, e-ticareti 3 kat büyütelim. Türkiye bunu hak ediyor!
Diğer e-ticaret köşe yazılarını okumak için tıklayın.
E-ticaret Çağı Ağustos sayısını ücretsiz okumak için tıklayın.