Şirket aracının vergi mükellefi olmayan şahıstan kiralanması
Daha önceki yazılarımızda şirket aracının satın alınması veya kiralanması durumunda avantaj ve dezavantajları ele almıştık. Bu sefer vergi mükellefi olmayan şahıstan şirket aracının kiralanması durumunda, olayın vergisel boyutunu ele almaya çalışalım.
Günümüz şartlarında bu tipte bir alışveriş çeşitli sebeplerle ortaya çıkmaktadır. Bunlar; yeni kurulan şirketlere kiralama şirketleri tarafından mali tablolarının yetersiz olması nedeniyle kiralama yapılmaması, kiralama yapılması mümkün olsa da belirli periyotlarda kiralama şartı veya işler kötü giderse iade söz konusu olduğunda cezai şartlar olması veya üst kademe yöneticilerin kendi araçlarını işlerinde de kullanma istekleri olabilmektedir.
Bu araçlar öncelikle herhangi bir ticari işletmeye dahil olmamalıdır. Olması halinde bu kiralamanın fatura kesilmesi suretiyle yapılacağı tabiidir.
Bu araçların kiralanması durumunda her iki taraf için de bazı vergisel yükümlülükler ve şekil şartları ortaya çıkmaktadır. Aşağıda ilgili kanunlar çerçevesinde kısa bir değerlendirme yapmaya çalışalım.
Gelir Vergisi Kanunu yönünden:
Şirket ticari bir işletmeye dahil olmayan taşıt kiralaması için yapacağı ödemelerin tamamı üzerinden ve ödemenin yapıldığı sırada Gelir Vergisi Kanununa göre yüzde 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmalıdır. Kiralayan açısından bu gelir, gayrimenkul sermaye iradı olarak dikkate alınmalıdır. Bu durum aynı zamanda belli şartların sağlanması durumunda belki kiralama yapan şahıs açısından gelir vergi beyannamesi verilmesini gerektirebilir.
Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden:
Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili maddesiyle kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Katma Değer Vergisi Kanunu yönünden:
Ödemenin brüt tutarı üzerinden 2 no’lu katma değer vergisi hesaplanıp ödemeye ve indirime konu edilmelidir.
Damga Vergisi Kanunu yönünden:
Şahıstan veya personelden taşıt kiralaması için yapılan sözleşmenin belli bir parayı ihtiva etmesi durumunda, sözleşme süresine göre kira bedeli üzerinden damga vergisinin de hesaplanması gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Vergi Usul Kanunu yönünden:
Bu işlemin kanunlarımıza göre evrak ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar bazı görüşlerde bu alışveriş için gider pusulası düzenlenmesine gerek olmadığı söylense de Gelirler İdaresi tarafından verilen bazı özelgeler gider pusulası düzenlenmesi yönündedir.
Gider pusulası; işin mahiyetini, malın/hizmetin cinsini, miktar ve bedelini, hizmeti yaptıran ile yapanın veya malı satın alan ile satanın adı soyadı ve adreslerini kapsar. Gider pusulaları seri ve sıra numarası taşırlar. İki nüsha olarak tanzim edilirler ve bir nüshası işi yapana veya malı satana verilir.
Sonuç olarak kısaca özetlemek gerekirse
Firmaların vergi mükellefi olmayan şahıslardan veya personellerinden araç kiralanmasından dolayı yapılan ödemeler GMSİ olarak kabul edilmektedir ve bu ödemeler üzerinden yüzde 20 oranında gelir vergisi stopajı, yüzde 18 oranında sorumlu sıfatıyla KDV tevkifatı yapılması gerekmektedir. Sözleşmede yer verilmesi durumunda şirket, aracın bakım onarım giderleri, yakıt gideri vb giderlerini kanuni defterlerine işleyebilir. Ayrıca yapılan sözleşme üzerinden de binde 0,189 oranında damga vergisi hesaplanması gerekebileceği unutulmamalıdır. Kiralayan açısından da belli şartların sağlanması durumunda gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda kalabileceklerini unutmamalıdırlar.
Diğer e-ticaret köşe yazılarını okumak için tıklayın.
E-ticaret Çağı Mayıs sayısını ücretsiz okumak için tıklayın.