TÜSİAD E-ticaret Raporu 2017

TÜSİAD E-ticaret Raporu’na göre Türkiye’nin e-ticaret hacmi: 17,5 milyar TL
Dijital dönüşüm; firmaların iş süreçlerine teknolojiyi entegre etmeleri biçiminde temel düzeyde tanımlanabilir. Yeni dünya düzenini oluşturan dijital dönüşümün ilham kaynağı ise insanların zamanla değişim gösteren ihtiyaç ve beklentileri. E-ticaret sektörünün dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden biri haline gelmesinde de tüketici beklentilerinin doğrudan etkisi olduğunu savunmak mümkün. Dolayısıyla teknolojinin etkin kullanımını gerektiren e-ticaretin dijital dönüşüm alanındaki en önemli parametrelerden biri olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.
TÜSİAD’ın (Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği) GittiGidiyor ve The Boston Consulting Group (BCG) destekleriyle hazırladığı ve paylaştığı “Dijitalleşen Dünyada Ekonominin İtici Gücü: e-Ticaret” adlı rapor da Türkiye’nin dijitalleşmenin bir sonucu olan e-ticaretteki potansiyelini ortaya koyuyor.
TÜSİAD Dijital Ekonomi Yuvarlak Masası altında faaliyet gösteren Bilgi İletişim Teknolojileri Çalışma Grubu’nun çalışmaları çerçevesinde, GittiGidiyor’dan Öget Kantarcı ve Murat Özalp ile The Boston Consulting Group (BCG)’dan Cenk Sezginsoy, Ozan Özaşkınlı ve Cihan Cavlak tarafından hazırlanan ve küresel e-ticaret ekosisteminde Türkiye’nin konumu, sektörün geldiği nokta ve gelecek rotasını gözler önüne seren değerlendirmelerin bulunduğu rapordan öne çıkan pek çok detayı ise yazının devamında bulabilirsiniz.
Dünyada e-ticaretin gelişimi
2016 itibarıyla 7,4 milyara ulaşan dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 46’sı internet kullanıcısı. Yani neredeyse her iki kişiden birisi fiziksel varlığını online’da da sürdürüyor. Üstelik 2000 yılından bu yana dünya nüfusu her yıl ortalama yüzde 1 artış gösterirken bu artış hızı online kullanıcı sayısında yüzde 13 olarak kendini gösteriyor. Dijital dönüşümün hem nedeni hem de sonucu olan bu oranın ilerleyen dönemlerde süratle yükseleceğini öngörmek mümkün.
İnternet teknolojilerinin yaygınlaşması, elbette e-ticaret sektörünün büyüme hızını doğrudan etkiliyor. Bu anlamda perakendenin dijital dönüşümdeki konumuna odaklandığımızda, işlem hacminin 2016 yılında 1,6 trilyon dolar kapısına ve yaygınlık oranının da yüzde 8,5 oranına ulaştığı görülüyor. Yatırım bankası Goldman Sachs’ın öngörülerine göre de yüksek büyüme hızına sahip olan küresel e-ticaretin 2020 yılına gelindiğinde 3 trilyon dolarlık işlem hacmine yaklaşması bekleniyor.
Son yıllarda büyük bir yükseliş yakalayan mobil teknoloji kullanımı da ticaretin hızla yön değiştirmesinde önemli bir etkiye sahip. 2012-2015 yılları arasında her yıl yaklaşık yüzde 26 büyüyen akıllı telefon satışlarının yılda 1,5 milyar seviyesine yaklaştığı biliniyor. 2015 yılı sonrasında büyüme hızı yavaşlayan akıllı telefon satışlarının 2020 yılına kadar yılda yaklaşık yüzde 4 seviyesinde artış göstereceği öngörülüyor. Bu yavaşlamada özellikle gelişmiş ülkelerde pazarın doygunluğa ulaşmış olmasının rolü büyük.
Tüm bunların yanı sıra ticarette yeni yaklaşımların benimsenmesinde etkili olan mobilin yükselişi, alışveriş deneyiminin de yeniden şekillenmesine ön ayak oluyor. Örneğin, tek kanalda başlayan alışveriş sürecinin mobil gibi farklı kanallarda sürdürülüp bambaşka bir kanalda sonlandırılabildiği içgörüsü, omnichannel (tek deneyim) pazarlamanın çıkış noktası oldu. Buradan yola çıkıldığında, ilerleyen dönemlerde alışveriş deneyimini kusursuzlaştırmak adına farklı yaklaşımların da ortaya çıkabileceği sonucuna varılabilir.
Türkiye’de online perakendenin geldiği nokta
Türkiye’de 2012 yılında yüzde 45 olan internet yaygınlık oranı 2016’da yüzde 58’e ulaştı. Türkiye nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturan 46,2 milyon internet kullanıcısı, ülkemizin dünyanın en yüksek internet kullanıcısı nüfusuna sahip 17. ülkesi olmasını sağladı. Ancak yine de gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük olan internet yaygınlık oranı, nüfusumuzun bu anlamda büyük bir potansiyel barındırdığını açıkça ortaya koyuyor.
Akıllı telefon yaygınlığına bakıldığında ise büyük bir sıçrama yaşandığı gözlemlenebiliyor. 2010 yılında yüzde 6 olan yaygınlık oranının son 6 yıldaki büyüme ile yüzde 65’e ulaşmış olması da bunu açıkça kanıtlıyor. Türkiye’yi dünya ortalamasının üzerine çıkaran akıllı telefon yaygınlığı, elbette e-ticaretin gelişmesinde rol oynayan faktörlerin başında geliyor.
TÜBİSAD ve ETİD’in birlikte yaptığı çalışmaya göre e-ticaret pazarı hacmi 2016 yılı itibarıyla 30,8 milyar TL’ye ulaşmış durumda. 17,5 milyar TL tutarındaki perakende e-ticaret hacminin de yaklaşık olarak yüzde 70’ini yalnızca online pazar yerleri ile çok kategorili alışveriş siteleri, dikey e-ticaret siteleri ve özel alışveriş sitelerinin oluşturduğu tahmin ediliyor. Kalan yüzde 30’u ise geleneksel perakendecilikten e-ticarete geçiş yapan firmaların online satışları bulunuyor.
Altyapısal anlamda Türkiye, gelişmiş ülkeleri yakalamış durumda ve hatta internet ve akıllı telefon yaygınlığına bakıldığında ortalamanın üzerinde bir performansa sahip. Ancak e-ticaretin toplam perakendeden aldığı paya bakıldığında, yüzde 3,5 seviyesindeki Türkiye yüzde 8,5 olan dünya ortalamasının altında kalıyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin e-ticaret açısından önünde halen kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğu ortaya çıkıyor. Bu yolu hızla adımlamak için ise geleneksel perakendecilerin e-ticaret faaliyetlerine hız kazandırarak bir an önce çağı yakalaması gerekiyor.
Öte yandan Türkiye’de her 4 tüketiciden 1’inin online alışverişlerinde sorun yaşadığını belirtmesi, mevcut durumda e-ticaret işi yapan firmaların da operasyonel süreçlerini iyileştirme ihtiyacı duyduklarına işaret ediyor. Türkiye e-ticaret sektörünün gelişmesi ve ekonomiye güç kazandırmak adına hem geleneksel hem de online perakendecilerin taşın altına ellerini koymaları gerektiği ortaya çıkıyor.
Sektörün geleceğini şekillendiren faktörler
Türkiye’de e-ticaret sektörünün hızlı ve sağlıklı bir şekilde gelişmesi açısından sektör ve sektöre destek veren gruplar arasında ortak bir eylem planı oluşturulması büyük önem taşıyor. Bu anlamda, Türkiye’de önde gelen e-ticaret firmalarının, sektörü düzenleyen kamu kurumlarının ve ETİD, TÜBİSAD gibi elektronik ticaretin gelişimine katkıda bulunmak için çalışan derneklerin temsilcilerinin katılımı ile TOBB çatısı altında faaliyetlerine başlayan E-ticaret Sektör Meclisi oldukça kritik bir rol üstleniyor.
E-ticaretin devlet tarafından desteklenmesi, ülke ekonomisinin kalkınmasını da önemli ölçüde etkiliyor. Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın sorumluluk alanlarında internet ve e-ticaretin de bulunması, dijialleşmenin hız kazanması için yapılan devlet teşvikleri ve bu alanda bilgilendirme çalışmalarının yürütülmesi, Türkiye’nin uzun vadede küresel e-ticarette söz sahibi konuma gelmesi açısından son derece önemli.
TÜİK’in 2016 yılı Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, vatandaşların yüzde 39’unun henüz hiç internet kullanmamış olduğunu ortaya koyuyor. İnternet kullanan kesimin de 3’te 1’inin bugüne kadar hiç online alışveriş yapmadığı da araştırmadan çıkan bir diğer sonuç. Tüm bu veriler; geniş çaplı kampanyalar, vergi indirimleri ve eğitim gibi tüketicileri online alışverişe teşvik edecek aksiyonların alınması gerekliliğine işaret ediyor.
Türkiye’de e-ticaret yaygınlığını dünya standartlarına çıkarmak için atılması gereken bir diğer adım ise geleneksel perakendecilerin yeni dünya düzenine hızlı bir şekilde adapte olması ile mümkün olabiliyor. Bu da mega ve büyük perakendecilerin e-ticaret konusunda farkındalıklarının artması ve Türkiye’de istihdamın çok büyük bir kısmını sağlayan KOBİ’lerin e-ticaret sektörüne katılımlarının sağlanması gerektiği anlamına geliyor.
Geleceğin ticaret yöntemi e-ticaretin hızlı gelişimini sağlamada hiç şüphesiz ki teknik altyapının iyileştirilmesi de son derece kritik. Örneğin, fiber altyapının kurulum süreçlerinin kolaylaştırılması, internet ve akıllı telefon üzerindeki vergi yüklerinin hafifletilmesi gibi hamlelerle kullanıcılar internet kullanımına teşvik edilebilir. Ayrıca son dönemde artan hızlı teslimat taleplerinin karşılanması adına lojistik altyapının güçlendirilmesi ve yeniliklerin adaptasyonu için çalışmalar yürütmek de izlenmesi gereken yollardan biri. Öte yandan online alışverişlerde güvenlik kaygısını kırmak için alternatif ödeme yöntemlerinin ön plana çıkarılması ve güven algısının desteklenmesi, e-ticaretin geleceği açısından önem taşıyan faktörler arasında.
Tüm bunların yanında mevzuatın e-ticaret sektörünü geliştirmeye yönelik biçimde düzenlenmesi de öncelikli olarak ele alınmasında fayda olan noktalardan. Bu anlamda, 1 Mayıs 2015 tarihinde Türkiye’de ilk kez yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, e-ticaret sektörünün birtakım ihtiyaçlarının karşılanması açısından öncü bir adım olmuştur. Ayrıca 2017 yılında çalışmalarına başlayan Kişisel Verileri Koruma Kurulu ve kurulda alınan/alınacak kararlar, tüketicilerin güvenliği ve sektörün ilerlemesi bakımından son derece önemlidir.
Tüketicilerin ve sektörün beklentileri doğrultusunda çok sayıda çalışma söz konusu olsa da e-ticaretin dinamik yapısı hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Dolayısıyla eğilimler ile yenilikleri kapsayan yeni düzenlemelere her zaman ihtiyaç duyulacağının bilincinde olmakta yarar var.
Türkiye, e-ticaret alanında henüz doyuma ulaşmış noktada değil. Bu da KOBİ’ler, geleneksel perakendeciler ve e-ticarete adım atmaya hazırlanan firmalar için büyük bir fırsat anlamına geliyor. Tüm dünyada e-ticaret sektörü büyümesini sürdürürken Türkiye’de de tüketicilerin değişen beklentileri, e-ticareti işaret ediyor. Tüm bu verilerin ışığında Türkiye e-ticaret sektörünün taşıdığı potansiyeli ortaya çıkarabilmesi için hemen sektörde söz sahibi olan her kesimin tüketici istekleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiği net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Erol Bilecik
Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Bugün e-ticarete dünya ölçeğinde baktığımızda, önemli bir rakam farklılığı içerisinde olduğumuzu görüyoruz. Yani dünyada perakende sektörü içerisinde e-ticaretin yeri yaklaşık yüzde 8,5 noktasındayken bizde şu an bu oran yüzde 3,5 civarında. Yani bir önceki yıla göre yine yüzde 30-40 aralığında büyüme var, ama olması gereken rakama ulaşmak için daha uzun bir yol var önümüzde.
Biz TÜSİAD olarak, özellikle son 3 yıldır e-ticareti ve dolayısıyla elektronik perakendeyi merkezimize aldık. Bunun üzerine beklenti yüksek boyutta ve yüksek bir güçle de gidiyoruz. Bu konuya, özellikle dijital ekonomiyi yöneten Yuvarlak Masamız, muazzam derecede odaklanmış biçimde. Burada 4 ekseni aynı ekosistemin parçaları olarak değerlendiriyoruz. Bunlardan birincisi mevzuatı yapan siyasi otorite, diğeri ise e-ticaret ve bilişim sektörünün profesyonel oyuncuları. Üçüncüsü perakendelerin kendisi ve dördüncü de son tüketici olarak alışverişini e-ticaretten yapan kesim. Bu 4 oyuncuyu iyi bir ekosistemde, iyi bir çarkın çevresinde uygun bir şekilde çevirdiğimiz zaman, bizim gerçekten dünyada farklı bir yüz olarak yer almamız mümkün diye düşünüyorum. Cenk Sezginsoy
The Boston Consulting Group
Yönetici Ortak
Türkiye’de e-ticaret, belki de en hızlı büyüyen sektörlerden biri. Yeni açıklanan rakamlara baktığımız zaman sektör büyüklüğü 17,5 milyar TL seviyesinde, yaklaşık yüzde 35 oranında ve her sene büyüyor. Bu tabi işin olumlu tarafı. Baktığımız zaman bunu tetikleyen en önemli gelişmelerden biri akıllı telefonlar. Akıllı telefon penetrasyonunda Türkiye bugün yüzde 65’i geçmiş durumda ki bu dünya ortalamasının üzerinde.
Ama tabi bir de bardağın boş yanına bakmak gerekirse daha gidilmesi gereken ne kadar çok yolun olduğu görülüyor. Bugün hala e-ticaretin toplam perakende içerisindeki pazar payı yüzde 3,5 seviyesinde ki bu çok düşük bir rakam. Her ne kadar 1,7 seviyelerinden buraya gelinmiş olsa da yine de dünya ortalamasının altında. Burada gerçekten yapılacak çok önemli işler var.
Mobil ticaret de yine bugün dünyadaki en büyük trendlerden. Mobil ticaret dünyada yüzde 45 seviyesine ulaşmışken bizde akıllı telefon penetrasyonundaki artışa rağmen henüz hala yüzde 19-20 seviyelerinde. Burada da ciddi anlamda bir potansiyel var. Biz raporda bundan sonrası için neler yapılması gerek noktasına önem verdik aslında. Burada da öne çıkan başlıkların bir kısmına zaten 2014 raporunda da değinilmişti. Sektörle idari yapı arasındaki iletişimin güçlendirilmesi, altyapı eksiklerinin tamamlanması, lojistik, ödeme sistemleri gibi alanlarda yapılacak birtakım işler var. Dijital algı okuryazarlığı konusu da oldukça önemli. Çünkü her ne kadar internet penetrasyonu hızla artsa da internete giren sadece 3 kişiden 1’i e-ticaret yapıyor. Kullanıcıların e-ticarete daha fazla katılmalarını sağlamak için yapılması gereken çok şey var. Ayrıca mevzuatın güncel ve rekabetçi bir sektörü destekleyecek hale gelmesi lazım.
Atılması gereken adımların belki de en önemlisi sonuncusu. Bu raporda özellikle vurguladığımız, sadece online odaklı perakendecilerin değil, klasik perakendecilerin ve KOBİ’lerin de artık e-ticaretten pay almaları gerekliliği. Çünkü şu anda toplam pazarın yaklaşık yüzde 30’u klasik perakendecilere ve KOBİ’lere ait. KBu kesimin öncelikle yurt içinde ve daha sonra kısa ve uzun vadede e-ihracat anlamında önemli bir potansiyel vadettiği ortada. Raporda da bunlarla ilgili yapılması gereken birtakım aksiyonlara öneriler getirdik. Umuyorum bunlar hayata geçer.
Sina Afra
Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği
Yönetim ve Yuvarlak Masa Kurulu Üyesi
2014 yılına ait rapor ile güncel rapor arasında iki büyük değişim var. Bir tanesi e-ticaret oranının yüzde 1,7’den 3,4’e çıkmış olması. Biz hep kendimizi yüzde 8 dünya ortalaması ile kıyaslayınca kötü hissediyoruz, ama 3 senede kendini ikiye katlayan bir sektörden bahsediyoruz ki bu fevkalade bir sayı.
İkincisi, geçen raporda biz e-ticaretin devlet tarafındaki muhataplarının birkaç yere dağılmış olduğundan, e-ticaretteki ekosistemin yapısal bir durumu olmadığından bahsediyorduk. Şimdi işte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde E-ticaret Meclisi oluştu, devlet tarafında çok daha büyük duyarlılık var, mevzuat konusunda sektörle iç içe çalışılıyor. Bence bu da çok önemli altyapısal bir gelişme. Çünkü e-ticaretin 3 boyutu var. Bir tanesi mevzuat, diğeri ödeme ve bu ikisi güven yaratan unsur. Bir de markaların e-ticareti aktif kullanması. 3 sene önce markaların yüzde 50’si e-ticarete girmişti, şimdi o oran yüzde 70 olmuş. İnşallah önümüzdeki 3 sene bu rakamı yüzde 100’e ulaştırırız ve biraz da yurt dışına açılırız diye umuyorum.
Soner Canko
Bankalararası Kart Merkezi
CEO
Açıkçası ben Türkiye’de e-ticaretin hep olumlu bir şekilde geliştiğini gördüm bugüne kadar. Ekonomideki iniş çıkışlara rağmen e-ticaret sektörü iyiye gidiyor. Hatta ekonominin yüzde 9-10 seviyesinde büyüdüğü dönemlerde e-ticaretin yüzde 20’den fazla büyüdüğünü, yüzde 30’a vardığını gördüğümüz dönemler oldu. Dolayısıyla e-ticareti bu anlamda zaten tek başına değerlendirilmesi gereken bir veriden ziyade Türkiye ekonomisinin de önümüzdeki dönem tek fırsatı, tek lokomotifi diye görüyorum. O açıdan da çok önemsiyorum e-ticaretin büyümesini.
TÜSİAD’ın yeni raporu ile 2014 yılı raporunu şu şekilde kıyaslamalı. Bu tür raporlarda kronikleşmiş sorunlar ve değişen öncelikler konuşuluyor. O açıdan da geçen raporda konuşulanların yerine başka şeylerin konuşulduğunu gözlemleyebiliyoruz. Gündem değişti, bazı sorunlar çözüldü ve bazı yeni problemler çıktı. Gündem böyle bir şey işte, bazı sorunlar çözülecek, yerine başka şeyler gelecek. O açıdan bugünkü raporu çok olumlu değerlendiriyorum. Yeter ki buradan çıkan mesajlar algılansın ve onun üzerine aksiyonlar alınsın.
Öget Kantarcı
GittiGidiyor
Genel Müdür
Global e-ticaretin hacmi son 4 yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara ulaştı. Ayrıca 2020 yılında global e-ticaret hacminin yüzde 64’ünün gelişmekte olan ülkeler tarafından oluşturulması bekleniyor. Türkiye’de ise e-ticaret hacmi perakende alanında 2016 itibarıyla 17,5 milyar TL’ye ulaştı. 2012 yılında yüzde 1,7 olan e-ticaretin toplam perakendedeki payı ise yüzde 3,5’e yükseldi. Bu oranın dünya ortalaması ise yüzde 8,5. Tüm bu rakamları dikkate aldığımızda ülkemizin e-ticaret alanında sahip olduğu potansiyelin ne denli fazla olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Kısacası Türkiye yüzde 58’lik internet ve yüzde 65’lik akıllı telefon penetrasyonuyla e-ticaret sektöründe en fazla potansiyel taşıyan ülkeler arasında. Sahip olduğumuz bu potansiyeli doğru şekilde değerlendirdiğimiz takdirde e-ticaret sektörümüzün ekonomide hak ettiği payı alacağına inanıyoruz.
Türkiye’nin e-ticaret potansiyelinin gerçeğe dönüşmesi, GittiGidiyor’un ana hedefleri arasında. Türkiye’nin e-ticaret büyümesi bugüne kadar daha çok sadece online’da rekabet eden oyuncular tarafından tetiklenmiştir. E-ticaretin toplam perakendedeki payının dünya standartlarını yakalaması için klasik perakendecilerin de e-ticaret faaliyetlerine hız kazandırması gerekmektedir. Dünya standartlarında e-ticaret penetrasyonuna sahip olmak için gerekli büyüme ise ancak klasik perakendecilerin de sisteme hızlı bir şekilde dahil olması ile gerçekleşebilir.
Biz hem kendi yaptığımız marka iş birlikleri hem de bu konuda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla perakende dünyası ve e-ticareti maksimum düzeyde entegre etmeyi amaçlıyoruz. KOBİ’leri e-ticarete dahil etmek de öncelik verdiğimiz bir konu. Bunun için de şubat ayında Vodafone ile bir projeye başladık ve Vodafone İş Ortağım aboneleri için özel bir e-ticaret paketi oluşturarak online kanaldan satışa başlamalarını kolaylaştırdık.
Ayda 60 milyon ziyaret alan ve 17 milyonu aşkın kayıtlı üyesi bulunan GittiGidiyor, 50’den fazla kategoride 10 milyondan fazla ürüne ev sahipliği yapan; bireysel satıcılar, KOBİ ve büyük işletmelerin mağaza açıp işlerini büyüttüğü güvenli bir alışveriş platformu konumunda. Bu platformun gücüyle Türk markaların ve KOBİ’lerin ürünlerinin yurt dışına satışını gerçekleştirmek de yine gelecekteki projelerimiz arasında. eBay’in küresel satış ağı da bu yolda önemli bir destekleyici olacak. Çünkü e-ihracat Türkiye için büyük fırsatlar sunuyor. Bunun için lojistik ve gümrük gibi konularda da gerekli altyapıyı oluşturmalıyız. Tüm bu konuların üzerinde titizlikle durur ve sektörün tüm paydaşları olarak hep birlikte çalışırsak, sınır ötesi ticaretin de önemli katkısıyla Türkiye’de perakende e-ticaret hacmi 2019’da rahatlıkla ikiye katlanıp 35 milyar TL seviyesine gelebilir.
TÜSİAD E-ticaret Raporu 2017
TÜSİAD E-ticaret Raporu İnfografik
Diğer e-ticaret makale yazılarını okumak için tıklayın.
E-ticaret Çağı Mayıs sayısını ücretsiz okumak için tıklayın.