Y kuşağını anlayamayan şirketler ve markalar, Z kuşağına dokunamayacak.

2020 yılı itibarıyla harcama gücünün büyük bölümüne sahip olacak Y kuşağının davranış kalıpları ve beklentilerini anlamak çok önemli.
40 yaşına girmeme az kala, işe alımlarda karşımdaki adayın doğum yılını öğrenince ilk aklıma gelen şey “bu kişi doğduğunda ben lisede öğrenciydim” oluyor ve eminim benimle aynı yaşta olan herkes bunu yaşıyor. “Biz sizin yaşınızdayken” diye başlayan cümleleri hepimiz büyüklerimizden sıkça duyduk ama yeni nesil için bu cümleler pek birşey ifade etmiyor, çünkü devir değişti. Tüplü televizyonu, TRT’nin olduğu tek kanallı dönemleri ve ankesörlü telefonları bizim bile unuttuğumuzu düşünürsek teknolojinin ışık hızıyla ilerlemesi sonucunda bizlerin de değiştiğini düşünüyorum.
Ben internet ile tanıştığımda 90’ların sonuydu ve bir elin parmağını geçmeyen web sayfası adresleri, yavaş çalışan internet, sadece arama ve mesaj göndermeye yarayan cep telefonları vardı. Ara bir kuşak olmamıza rağmen bence yaşıtlarımız iyi kötü teknolojiyi yakaladı ve bulundukları kurumları en iyi şekilde yönetiyorlar.
90’lı yıllarda doğanlar üniversitelerden mezun olup iş hayatına giriyor, bu genç kardeşlerimizin özgüvenleri hem para kazanmalarından hem de kendilerine sorumluluk verildiğinden dolayı artıyor. Bizim kuşak gibi değiller; beğenmediklerini anında sosyal medya kanallarından saniyesinde eleştiriyorlar, eğlenceli içeriklerden hoşlanıyorlar ve teknolojik gelişmeleri herkesten daha iyi takip edip hayatlarında aktif şekilde kullanıyorlar.
İş dünyası ve markalar için büyük önem taşıyan ve 2020 yılı itibarıyla harcama gücünün büyük bölümüne sahip olacak Y kuşağının davranış kalıpları ve beklentileri bu anlamda çok önemli. Günümüz pazarlama sektöründe nesiller X, Y ve Z kuşağı olarak kategorize ediliyor ve Y neslinin davranışlarını, özelliklerini ve beklentilerini anlayamayan şirketler, teknolojinin içine doğan Z kuşağına hiçbir şekilde dokunamayacaklar.
Murat Erdör’ün köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın