Mesafeli satış sözleşmelerinde damga vergisi

Sözleşme bedeli arttıkça elektronik ortamda güvenlik ihtiyacı daha da önemli olacağından bu durumlarda e-imza kullanılabilir.
Ağustos ayında elektronik ortamda yapılan mesafeli satışlara binde 9,48 oranında damga vergisi getiren düzenleme tartışmalara yol açtı. Bu düzenleme 9 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile getirildi.
Bu düzenleme ile ilk bakışta tüm mesafeli sözleşmelere doğrudan damga vergisi ödeme zorunluluğu getirilmiş gibi anlaşılıyordu. Doğal olarak da pek çok hukukçu yeni gelen bu damga vergisini, internetten ürün – hizmet seçerek ve tıklayarak onaylama yapılan elektronik ticaret şirketlerini kapsamadığı görüşündeydi. Çünkü Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre, sadece ıslak imzalı ve elektronik imzalı sözleşmeler damga vergisine tabi olabilir düzenlemesi mevcuttu. Dolayısıyla tıklayarak onaylanan ve kabul edilen türdeki mesafeli sözleşmelerde, ıslak imza veya elektronik imza bulunmadığı için damga vergisi söz konusu olmayacağı açıktır.
Nitekim, Tüketici Kanunu’na göre de mesafeli sözleşmeler, satıcı veya sağlayıcının eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. Dolayısıyla Damga Vergisi Kanunu’na eklenen “mesafeli sözleşmeler” kaynaklı damga vergisi, sadece elektronik imza ile yapılan mesafeli sözleşmeleri kapsayabilir. Aksi bir durumun kabulü, zaten fazla yükümlülükleri olan elektronik ticaret şirketlerini zora sokabilirdi.
Kaldı ki bunun doğal bir sonucu olarak ya damga vergisini tüketiciye yansıtacaklardı -ki bu da fiyatların artması anlamına gelecekti- ya da kendileri damga vergisini karşılayacaktı; o zaman da kazanç kaybı yaşanması kaçınılmaz olacaktı.
Şebnem Ahi’ nin köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.