Kişiselleştirilmiş e-postalar hem şaşırtıyor hem kazandırıyor

Elde edilen verilerin anlamlandırılması sonucu kişiye özel e-posta gönderen firmalar rekabette farklılaşabiliyor.
Bundan tam 5 sene önce ile bugün e-posta pazarlamadan bahsederken ne kadar farklı şeyler anlattığımı görünce ben bile şaşırıyorum. Teknolojinin gelişmesi bir yana, müşteri beklentilerinin de değişmesi sonucunda artık gönderilen e-postaların içeriği, kullanılan parametreler ve beklenen sonuçlar eskisine göre farklılık gösteriyor.
Senelerdir firmalara “insanların ilgisini çekecek mesajlar göndermezseniz belli bir süre sonra mesajlarınızın açılma oranları düşecek ve beklediğiniz sonuçları elde edemeyeceksiniz.” derken, kimisi bu dediklerimizi dinlerken kimisi ise dört işlemden oluşan hesaplamalardan malesef vazgeçemedi. Matematik basit; günde x adet kişiye e-posta göndersek, bunun yüzde x kadarı bu mesajı açsa, bunlardan da yüzde x kadarı web sayfamıza girse, bunların da yüzde x kadarı x TL kadar alışveriş yapsa firma olarak x TL kazanırız düşüncesi eskiden çok hakimdi, ama günümüzde bu neredeyse kalmadı gibi. E-posta açılma oranlarının ve alınan verimin düşmesi, e-posta aboneliklerinden çıkışların fazlalaşması ve müşterilerden şikayetlerin artması sonucunda firmalar bu işte bir yanlışlık olduğunu geç de olsa gördüler. Bunların sonucunda çoğu firma müşterilerinin ne isteyebileceğiine göre kişiselleştirilmiş e-posta gönderip onların ilgisini çekmeye ve olumlu sonuçlar almaya başladı.
Murat Erdör’ün köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.