Araç kiralama yöntemi, finansman darlığı yaşayan firmalar için verimli bir alternatif olabiliyor.
Bu yazımda şirket araçlarının satın alınması veya kiralanması durumunda vergisel anlamda karşılaşacağımız kısıt, avantaj ve dezavantajlarından bahsetmek istiyorum.
Şirkete binek araç satın alınması:
Şirket üzerine alınan binek araç faturasındaki bazı detayları açarsak:
Fatura tutarını araç bedeli, ÖTV ve Katma Değer Vergisi toplamı oluşturmaktadır. Yürürlükte olan mevzuata göre araç bedeli maddi duran varlıkların ilgili detayında takip edilirken, ÖTV rakamı ihtiyari olarak sabit kıymet rakamına dahil edilmekte veya direkt olarak gider hesaplarına intikal ettirilebilmektedir. Katma Değer Vergisi tutarı ise indirim olarak takip edilemediğinden dolayı ya sabit kıymet maliyetine eklenir ya da direkt olarak gider yazılır. Bu Katma Değer Vergisi rakamı, indirim konusu yapılamadığından dolayı ikinci el binek araçların satışı sırasında kesilen fatura üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi oranı yüzde 1 olarak dikkate alınmaktadır.
Şirket üzerine alınan binek araçlar için uygulanacak amortisman oranı yüzde 20’dir. Bu amortisman oranının kıst olarak uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Kıst amortisman uygulaması ay bazında olup aracın alındığı ay, bir günden dahi ibaret olsa yeterlidir. Yani kıst amortisman uygulamasında ay kıstı uygulanmakta olup gün kıstı söz konusu değildir. Örnek vermek gerekirse, aralık ayında alınan bir araç için ilgili yılda ayrılacak amortisman tutarı yüzde 20 / 12 x 1 formülü ile belirlenmelidir.
Gökhan Aydoğan’ın köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
You may also like
